“HÜKÜM” Dergisi çevresinin bizimle yoğun ilgisine dair

Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Hüküm”cülere Dair

Dinî düşünce alanında at izi it izine karıştığından maalesef pislik içinde yüzüyoruz. Şu son günlerde “İslam bizden sorulur” edasıyla ortaya çıkan ve muhtemelen sırtlarını güçlü mahfillere yaslamanın rahatlığıyla her tarafa parmak sallayıp en üst perdeden konuşan bir zümre peyda oldu. Bu zümre yakın geçmişte, ilk Haricilerin “Hüküm ancak Allah’ındır” sloganını çağrıştıran bir derginin etrafında öbeklenerek hemen her gün bize ve geleneksel İslam anlayışına mesafeli duran Mustafa İslamoğlu, Mehmet Okuyan gibi diğer birçok isme galiz ve çirkin bir üslupla saldırmayı kendine vazife edindi. Kılıkları ama daha çok da üslupları en azından şahsımı irrite eden bu zevatın özellikle Fethullah Gülen-Hükümet kavgasını müteakiben yüksek düzeyli ses çıkarıp sağa sola saldırmaya başlaması manidardır.

Belli ki bu zevat, Gülen hareketinin tasfiyesiyle oluşacak nüfuz boşluğunu tek başına temellük etmeye çalışmakta ve bu arada kendilerini İlahiyat fakültelerine re’sen ayar vermeye salahiyetli gören mahfillerce de teşcii edilip desteklenmektedir. Yine bu zevat özellikle birkaç aydan beridir kendi işlerini avukata havale edip tıpkı Allah’ın yeryüzündeki temsilcileri edasıyla başkalarına nizam vermeyi sözüm ona cihad olarak görmektedir. Bizler bu zevatın ne yaptıkları, neye nasıl inandıkları gibi meselelerle hiç ilgilenmezken, onların bizi bu denli yakın takibe almaları sanki adı konulmuş bir görevi ifaya memur kılındıklarını ima etmektedir.
Ancak ne garip haldir ki “Sünnete sadakat” demekten yorulmuş olmama rağmen, meymenetsiz birinin çıkıp bizi Yaşar Nuri’nin Kur’an İslamı söyleminin savunucusu gibi takdim etmesi, üstelik İlber Ortaylı’nın Ahmet Hakan’a verdiği röportajdaki bir ifadeyi bizim dilimize yerleştirmesi, bununla da yetinmeyip bizi Ahmet Hakan’ın televizyon programına konuk etmesi gibi ahlaksızca -ki söz konusu zat, bu ahlaksızlığı, tıpkı Paralelcilerin gizli görüntü kaydetmesi gibi, has müslümanlık adına yapıyor- çarpıtmayı “küçük bir hata” diyerek geçiştirmesi, böyle bir zamanda böyle insanlarla bir arada yaşamayı ve aynı dinin mensubu olmayı kahredici kılıyor.

Hüküm dergisi etrafında öbeklenen bu zevat bugün eleştirdikleri insanların dünya görüşlerinü, geçmişten bugüne bilhassa başörtüsü, 28 Şubat gibi kritik eşiklerde ne tür tavırlar sergilediklerini hiç mi hiç umursamaksızın o insanlar hakkında son derece kaba, nobran ve galiz bir dille ileri geri konuşup yazmayı marifet bilmekte, ama aynı zamanda matbuatta düzenli olarak yayımlamaya başladıkları Hüküm dergisinde, devletlû çevreler tarafından kendi kişiliğinin onaylanması ve saygı duyulması hâlinde siyasal pozisyonunu sık sık değiştirmesiyle tanınan Necip Fazıl gibi isimlere, hem de Necip Fazıl’ın bir dönem ülkücülerin safına geçip aleyhinde ağzına geleni söylediği merhum Erbakan’a da ayrı bir bahis açıldığı sayıda güzellemeler yapmayı da ihmal etmemektedir. Ne de olsa Necip Fazıl, vaktiyle Hüseyin Hilmi Işık gibi isimlerce de hararetle savunulan muhafazakâr, Türkçü Ehl-i Sünnet anlayışının yılmaz bekçisidir. Hâlbuki Fazıl’ın “Merdudi”, “Baidullah” diye aşağıladığı isimler kendisinden daha gerçek Sünnidir. Bu tespit, bugün kendileri gibi bir din anlayışına sahip olmayan herkesi belden aşağı vurarak karalayan “Hüküm”cüler ile bunların eleştirdiği kimseler için de geçerlidir.

Sonuç olarak, Türkiye kendi bağrında büyütüp beslediği bir vaizin şimdilerde kendi devletine ve milletine ihanetinin ağır faturasını ödüyor. Ama gelin görün ki bu ülke benzer cibiliyyette vaiz yetiştirip palazlandırmaktan da bir türlü vazgeçmiyor. Evet, şimdilerde de taşranın ücra bir yerinde cart-curt ederek konuşan yeni yetme bir vaiz, “Bu memleketin dini imanı benden sorulur” diyerekten bütün ülke sathında ahkâm kesmeyi sürdürüyor. Kestiği ahkâm bizim nezdimizde hiçbir mana ifade etmese de, dergisinde “İkinci Öztürk Vakası” gibi karalayıcı yazılara yer açması, çorba kâsesine düşen sinek gibi maalesef mide bulandırıyor.

Kaynak:https://serdargunes.wordpress.com/2014/12/17/mustafa-ozturk-hukum-dergisi-cevresinin-bizimle-yogun-ilgisine-dair/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder