Şerrin Kıymet-i Harbiyesi


Üç gün önce Ankara Kızılay’da yaşanan ve çok sayıda masum insanımızın kaybına yol açan terör hadisesini duyar duymaz, Bakara 2/30. ayette meleklerin dilinden aktarılan, “(Ya Rab!) Yeryüzünü yangın yerine çevirip kana bulayacak (hayırsız) bir varlığı mı oraya halife naspediyorsun?!” mealindeki ifadeyi hatırladım ve kendi kendime, “Melekler yine haklı çıktı; insan ırkından fazla bir şey beklememek lazım” diye mırıldandım. Bu hal milyonlarca insanın müştereken hissettiği derin acının ve infial duygusunun bendeki yansımasıdır.

Canımız çok yanmaktadır; çünkü terör gibi katıksız şerlerin çarpan etkisi hayli fazladır. Ancak bu fazlalık, ateizmin iddia ettiği gibi tüm yeryüzü sathında şerrin kol gezdiği gibi bir algı yanılgısına yol açmamalıdır. Gerçekte bütün kâinat ve mevcudatta hâkim olan ruh kötülük (münker) değil, iyiliktir (maruf). Kötülüğün kendi özgül ağırlığından fazla etki yaratmasına sebep ise maşeri vicdanda yadırganması, istikrahla karşılanması, yani adı üstünde münker olmasıdır.

***

Kötülükten çok daha fazla olduğuna inandığım iyilik, gerek tabiatındaki sükûnet, sessizlik ve daha da önemlisi gösteriden pek hoşlanmama vasfından, gerekse yaygınlığından olsa gerek, beşerî idrakte sıradan bir şey gibi algılanmakta ve buna bağlı olarak “bütün dünya kötülük içinde yüzüyor” vehminin refakat ettiği bir sanal tablo karşımıza çıkmaktadır. Oysa kötülük insan hayatında akut hastalık gibidir; çoğu insanın hastalıkla tanışıncaya değin “sağlık bana mecbur” dercesine yaşaması gibi, iyiliğin kıymeti de maalesef can yakıcı kötülüklerle karşılaşılınca fark edilebilmektedir.

***

İyilik herhangi bir “şey” değildir; aksine su kadar aziz, hava kadar zaruri ve hayati bir kıymettir. Lanet terör de dâhil bütün kötülüklerin panzehiri, iyilik kavramının içermesindeki büyük değerin her an farkında olmak ve bu farkındalıkla onu sürekli çoğaltmakla mümkündür. Yani bireysel ve toplumsal hayattaki ana hedef, Bakara 2/30-32. ayetlerde temsilî bir anlatımla sunulan, “Bak insanoğlu! Sende büyük şer üretme potansiyeli var; ama sen sen ol, şer değil, hayır üret” şeklindeki mesajı almak ve adeta meleklerin itirazını boşa çıkarmaya yeminli gibi yaşamak olmalıdır.

***

Kötülük en azından kemiyet itibariyle az olduğu halde ayartıcı, kışkırtıcı ve infial yaratıcı özelliğinden dolayı kendini asıl cürmünden çok daha fazla göstermeyi becermekte, böylece bizi öfke, kin, nefret, tahammülsüzlük gibi duygusal bileşenleriyle birlikte koyu kötümserliklere sürüklemektedir. Zannımca, bahsi geçen terör hadisesini planlayan aktörler de siyasal ve toplumsal düzlemde böyle bir hedefi tutturmak peşindedir.

Bizatihi terörden ziyade, ahlaksızlığın tüm komponentleriyle birlikte terörün fahişeliğini yapan PKK özelinde söylersek, hâl-i hazırda palamarı çözmeye başladığı anlaşılan bu melun organizasyon, sözde hak ve hukukuna sahip çıktığı Kürt halkı üzerinden kotarmak istediği hedeflerin hayli uzağına düştüğünü fark eder etmez, Kürt halkını kışkırtma stratejisinden büyük ölçüde vazgeçip, Türkiye’nin batısındaki metropollerde gerçekleştirdiği sansasyonel terör eylemleriyle toplumun diğer bütün katmanlarını Kürtlere karşı kin ve nefretle bilemenin, daha açıkçası, Kürtler dışındaki bütün halka, “En iyi Kürt ölü Kürttür” dedirtmenin ve böylece birlikte yaşama irademizi dinamitlemenin peşine düşmüş görünmektedir.

***

Aslında bütün bu olan bitenlerle ilgili büyük resim, uluslararası konsorsiyum imzası taşıyan “Türkiye’nin önünü kesme” projesindeki terör ayağının PKK’ya ihale edildiğini göstermektedir. PKK gerçekte figüran, hatta erketeci olduğu halde kendini terör filminin stratejik dehalı ve pek akıllı esas oğlanı gibi gösterebilir; ancak 80 milyonluk bu millet serinkanlı, sağduyulu ve basiretli bir tavırla PKK’nın hamakat ehli olduğunu göstermekle mükelleftir. Sağduyulu ve serinkanlı tavrımız bakidir; fakat devletin Güneydoğu’da yürüttüğü terörü kazıma operasyonlarından nihai netice almaya yönelik arzumuz ve iştahımız da aynı şekilde daimdir.

Prof. Dr. Mustafa Öztürk - 16 Mart 2016

Kaynak: http://www.karar.com/yazarlar/mustafa-ozturk/serrin-kiymet-i-harbiyesi-170

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder