Kendi Milletine Silah Sıkan Alçaklar İdamla Yargılanmalı ve Asılmalıdır!



17 Aralık vakasından bu yana “Bütün bir Türkiye’nin neredeyse tüm kamu kurumlarıyla birlikte Fethullah Gülen adlı bir meczup alçak zibidinin elinde oyuncak olması kanıma dokunuyor” deyip durdum.Hasan Sabbah rolüne soyunmuş Gülen zibidisi tarafından sevk ve idare edilen ihanet şebekesinin uzun yıllar boyunca Türk Silahlı Kuvvetlerine sızdırdığı asker kılıklı fedailerden pek ses çıkmaması hayra alamet değil, diyerek de kendimi yırttım. TSK bünyesindeki derin sessizlik ve suskunluk dün gece maalesef darbe teşebbüsü olarak patlak verdi ve darbeci alçaklar şebekesi kendi ülkesinin millet meclisini bombalayacak, kendi halkına kurşun sıkacak kadar şerefsiz ve haysiyetsiz olduklarını gösterdi. 

Zibidi Gülen ve fedailerindeki şerefsizliği hiçbir kelimenin tam manasıyla ifade edemeyecek düzeyde olduğunu onlarca yıldır söyleyen biri olmama rağmen maalesef 17 ve 25 Aralık hadiseleri patlak verinceye kadar neredeyse tüm dindar kesimler nazarında fitneci olarak görüldüğümü belirtmeliyim. Yargıdan Emniyet’e, Tübitak’tan üniversitelere kadar devletin en önemli kurumlarının belki de sırf “abdestli namazlı insanlardan zarar gelmez” gibi son derece naif bir gerekçeyle, yıllar boyu bu ihanet şebekesine adeta peşkeş çekilmesine kahreden biriyim. Dolayısıyla bugün, “Besle kargayı oysun gözünü” sözünün ifade ettiği noktada olduğumuzu acı bir itiraf olarak dillendirmek mecburiyetindeyim. 

Ancak olan oldu ve asker üniformalı birkaç hain kendi milletine kurşun sıkma noktasında ihanetin dibini buldu. İmdi, devleti yöneten sivil iradenin bu hainler ve şerefsizlere yaraşır ceza için meclisi toplayıp en kısa zamanda darbe teşebbüsüne münhasır bir idam yasası çıkarması ve ibret-i âlem için her birini darağacında sallandırması elzemdir. Sakın, hiç kimse bu demde “idam cezası geri gelmemeli” tarzında bir akıldaneliğe yeltenmesin; zira gün, demokrasinin israf ve ziyan edileceği bir gün değildir. Millete reva görülen bu ihanet ve alçaklığa yaraşır ceza idamdan başka değildir. Milletin bağrında açılan derin yara ancak bu şekilde kabuk bağlayabilir.

Prof. Dr. Mustafa Öztürk - 16 Temmuz 2016

4 yorum:

  1. Tarihe 15-16 Temmuz olayları olarak geçecek bu bela Allah'ın izni ve türk halkının iman dolu kararlı duruşuyla bertaraf edilmiştir. Tarih tekerrür etmesin istiyorsak köklü bir temizlik şart.

    YanıtlaSil
  2. Kıymetli Hocam,
    Öfkenizi anlamakla beraber fevri davranmamak gerektiğini düşünüyorum. Ölüm cezası konusu karmaşık, nice olaylarda ceza olmalı diyorum, ancak problem ceza kesme merciinin güvenilirliği. Yarın öbür gün devletin insanları düşüncelerinden ya da kolayca yaftalanacak bir vatan hainliği suçundan ölüme mahkum edeceğinden korkarım. Başbakan aşmış bir ülke olduğumuzu hatırlatırım. Ayrıca, yaşanan olaylarda cemaatin rolü olduğu kesin gibi görünse de cinayet ve bombalama gibi eylemlerin profillerine uymadığını düşünüyorum.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  3. Mustafa Öztürk hoca Sizi 2000li yılların başından beri tanır ve takip ederim. Şimdi bu yazıda kullandığınız zibidi alçak hain Meczup gibi ifadelerinin Hiçbirini Daha 4 yıl önceye kadar kullanmıyordunuz. Devletin Yani AKP iktidarının arkasına sığınarak Ve bugün Iktidarın zaten Sağlı sollu tüm gücüyle saldırdığı cemaati ve Fethullah Gülen hakkında böyle ağır ithamlarda bulunmanız kolay. Dürüstseniz Sizden beklentimiz O kadar veryansın ettiniz iktidar ve cemaat ortaklığının mağdurlarıni anin ve Bir dahaki yazınızı Bu mağdurlara ayırarak iktidarın Açık bir şekilde bu insanlardan özür dilemesi gerektiğini belirtiniz.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil